Merkez Bankası’ndan Bir Kuvvetli Adım Daha

  • Merkez Bankası bugün gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından politika faizini beklendiği şekilde %25,0'ten %30,0'a yükseltti. TCMB’nin açıklama metninde “Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir” ve “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” cümlelerini korunmasını TCMB’nin sıkı para politikasına devam edeceği ve önümüzdeki aylarda da politika faizinin arttırılmaya devam edeceği sinyali olarak algılıyoruz.
  • Karar metninde yer alan önemli bir nokta Merkez Bankası’nın yurtiçi talepteki güçlü seyir, hizmet fiyatlarındaki katılık, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulmayı yukarı yönlü baskının ana unsurları olarak sıralaması, buna karşılık son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılarla vergi düzenlemelerinin enflasyona önemli ölçüde yansıdığı değerlendirmesidir. Bu doğrultuda aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş başlayacağını belirten Merkez Bankası yıl sonunda enflasyonu Enflasyon Raporu’nda sunulan patikanın üst bandında beklemektedir. Yıl sonunda orta noktası %58'e denk gelen beklenti aralığının üst bandı %60'ın üzerinde bulunuyor. Piyasa beklentileri ise Eylül Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre %67.2 düzeyinde. Piyasaya nazaran daha iyimser beklentilere sahip Merkez Bankası'nın bu iyimserliğinin bir nedeni de Türk Lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlamasının fiyat istikrarına güçlük katkıda bulunacağı beklentisidir. Son haftalarda yaşanan mevduat ve tahvil faizlerindeki artış Türk Lirası varlıklara talebin artmaya başlamasını beraberinde getirse de bu talep daha çok yurtiçi kaynaklı olup yurtdışı yatırımcılar halen bekle-gör modunda ilerlemektedir. Fitch’in geçtiğimiz haftalarda yaptığı görünüm güncellemesi bu yönde atılmış olumlu bir adım olmakla birlikte not artışının gerçekleşmemesi yabancı yatırımcıların halen gelişmeleri izlemekte olduğunu, olumlu gelişmeleri yatırım fırsatı olarak değerlendireceğini, ancak bu konuda halen çekimser kaldığının bir ispatıdır. Hatırlatmak gerekirse Fitch son kararında Türkiye'nin kredi notunu “B” seviyesinde sabit tutmuş, görünümü ise “negatif”ten “durağan”a çevirmişti.
  • Piyasa tarafından oldukça beklenen bir karar olduğu için kararın piyasa etkisinin sınırlı olduğunu görüyoruz. Karar öncesinde de 27.0'nin üzerinde seyreden USDTRY kuru karar sonrasında hafif artışla 27.11'e yükselmiş, 2Y tahvil faizleri de 0.7 puan artışla %24,80'e çıkmıştır. Faiz artışının bankacılık hisselerine olumsuz yansıması ile birlikte BIST 100 endeksi ilk etapta negatif reaksiyon vermiş ancak daha sonrasında %1,5'in üzerinde artış gerçekleştirmiştir. Önümüzdeki dönemde sıkılaştırma önlemlerinin piyasa faizlerine daha fazla yansıması mevduat ve tahvil faizlerinde daha da yukarı seviyeleri beraberinde getirecektir. Bu durum bankacılık hisseleri üzerinde baskı oluştururken KMH ve kredi kartı faizlerinin politika faizlerine bağlı olarak artması bu baskıyı biraz hafifletebilir. Yurt içi tasarruf sahiplerinin hisse senedinden ziyade mevduata yönelmesi ve KKM'den TL mevduata geçişle ilgili bankalara verilen hedefler de hisse senedine yönelimi azaltabilir. Önümüzdeki dönemde artan bir yabancı ilgisi görmeyi beklememekle birlikte TL varlıklara yurtiçi talebin arttığına şahit olabiliriz.

 
 

 


İlgili Etiketler