TCMB PPK Kararı

 

  • Merkez Bankası bugün gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu toplantısının ardından sürpriz bir kararla politika faizini %35'ten %40 düzeyine yükseltti. Piyasa beklentisi ve bizim beklentimiz faizin 250 baz puan artışla %37,5 seviyesine çıkartılmasıydı. Karar metnindeki en önemli nokta Banka’nın enflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığı değerlendirmesi oldu. Merkez Bankası bu çerçevede parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılacağını ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağını açıkladı. Bu açıklama doğrultusunda önümüzdeki ay da bir faiz artışı gerçekleştirileceğini ancak oranın 500 baz puanın altında olacağını anlıyoruz.
  • TCMB ayrıca bir yandan fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceğini değerlendirdi. Bu da faiz artış döngüsü sonlandırılsa bile faizlerin uzunca bir süre yüksek seviyede tutulacağına işaret ediyor.
  • Merkez Bankası ayrıca daha önceki notunda faiz kararlarının yanı sıra parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almayı sürdüreceğini belirtirken bu ayki notundan  seçici kredi sıkılaştırması ifadesini çıkardı. Bu revizyonda Banka’nın kredi faizlerinin hedeflenen finansal sıkılık düzeyiyle uyumlu olduğu değerlendirmesi etkili oldu.
  • Ayrıca Merkez Bankası ek kararlarla politika faizi ile birlikte yükselen kredi kartı azami faizi ile üye işleri azami komisyon oranlarının Aralık ayında değişmeyeceğini, ihracat ve döviz kazandırıcı hizmetlerde reeskont kredisi faizlerine üst sınır getirildiğini, yatırım taahhütlü avans kredisinin miktarının yılda 100 milyar TL ve faizinin %15 ile 30 arasında belirlendiğini açıkladı. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde mevduat ve tahvil faizlerinde artış beklemekle birlikte kredi faizlerinin daha sınırlı düzeyde arttığını görebiliriz. TCMB’nin kararı piyasa fiyatlaması üzerinde büyük bir etki yaratmasa da kararın enflasyon beklentilerinin çıpalanması, TCMB’nin kararlılığını teyit etmesi ve politika öngörülebilirliğini artırması açısından hem finans sektörü hem de reel sektör açısından büyük etkiler barındırdığını düşünüyoruz.

 


İlgili Etiketler